Harvard Business School’un Araştırması; İnovatifleri diğerlerinden ayıran beş “keşfetme yeteneği”nin ilişkilendirmek, sorgulamak, gözlemlemek, deney yapmak ve ağlar kurmak olduğunu ortaya koydu ve bu özellikleri de “İnovatif DNA’sı” olarak yorumladı.
Peki yöneticiler inovasyonu kurumlarının DNA’larına nasıl işler?
İnovasyon ve strateji konularında dünaca ünlü uzman Vijay Govindarajan’a göre; İlk olarak, dünyanın değiştiğini anlamalılar. Kendi çevrelerindeki değişimin farkında olmalılar ve bu değişime nasıl adapte olacaklarını düşünmeliler. İkincisi ise aslında bu değişimin teknik bir zorunluluktan çok, organizasyonel bir konu olduğunu anlamalılar. Organizasyonun düşünme biçimini değiştirmeliler.
Modus Consultancy Kurucusu Itır Volkan ise; “İnsanlar kültürle ilgili ipuçlarını alabilmek adına kendi CEO’larına bakarlar. Eğer inovatif bir kültür isteniyorsa öncelikle tepe yöneticileri bunu ne kadar istediklerini göstermelidirler. Bu sadece vizyon/misyon tanımlarında ve söylemlerde kalmamalı, aksiyonlarla da desteklenmelidir. Siz inovasyonu destekleyen önemli adımları atarsanız çalışanlar da gereğini yapacaklardır. Örneğin ortaya ödül koyarsanız, insanlar o ödülü alacaklardır” diyor ve inovatif kültüre fit edebilecek çalışanları organizasyona dahil edebilmek konusunun önemine dikkat çekerek; tepe yöneticilere, işe alım süreçlerini iyi kurgulamalarını ve ekibe dahil edecekleri kişileri özenle seçmelerini, görev tanımının gereksinimlerinin karşılanması kadar yenilikçi kültürde ne kadar etkin ve mutlu olabileceğini anlamaya odaklanmalarını öneriyor ve ekliyor; “Yönetim ekibine katılacak herkesin yönetimdeki diger kişilerle en az bir kez görüşmesine olanak sağlayın ve onların geribildirimlerini değerlendirin. “
Kurumunuzdaki yaratıcılığı ortaya çıkartacak bir kurumsal iklimi inşa etmek için Tepe Yöneticileri’ne 6 altın öneri
İnovatifleri seçin ve onlara tampon bölge oluşturun
Bir firmada inovatif ortamlar oluşturmak için yöneticiler, en fazla yenilikçi fikir üretebilenleri ayırmalı ve onlara ekstra kaynaklar sağlamalıdır.
“Tampon Bölgeler” oluşturmak kurum içinde inovatiflerin etrafında bir çeşit koruyucu koza oluşturmaktır. Bu da şirket politikalarının ve iş baskılarının, yaratıcılığın hazırlık evresi olan bilgi toplama sürecini engellemesini önler. Ayrıca bu tampon bölge, yaratıcı insanların gerekli datalara, sorularının cevaplarına rahatça ulaşabilmelerini sağlar. Böyle bir grubun idari yöneticisi ise yaratıcı insanların bu hazırlık evresinde herhangi bir müdahale veya rahatsızlığa maruz kalmadan işlerin devamını sağlayabilmelidir.
“Hareket serbestliği” sağlayın
Çalışanlara inandırıcı bir şekilde görüş farklılığı ve düşünce çeşitliliğinin iyi şeyler olduğunu söyleyin, buna kendiniz de inanın ve bu şekilde davranın. İnsanlara“hareket serbestliği” vermenin en önemli unsuru onların uygulamalarını ve methodlarını yargılamaktan kaçınmaktır. Belirlediğiniz inovatiflere, onlar için faydalı olacağına inandığınız projeler verin. Yaratıcılığın kuluçka evresindeki faydasız gibi görünen oyalanmalar aslında beynin bağlantı kurma ve problem çözebilmesi için gerekli rahatlamayı sağlayabilmesi adına çok gereklidir ve ilerideki büyük bir fikre ışık tutabilir.
Anlık çözümlerin cazibesine kapılmayın
İçgüdüleriniz ve sezgilerinize kapılarak “Anında Çözüm Yöntemi”’ uygulamak çoğu zaman doğru sonuç vermez. Her ekip farklı çözümler ve önerilerde bulunabilir. Önemli olan derinde yatan ve gizli sorunlar üzerine eğilmek olmalı. Psikanalistlere göre zaman baskısı aydınlanma döneminden bir önceki yaratıcılık sürecini engelleyebilir.
Kendinizi en iyi fikirleri uygulamaya geçirmeye adayın
Yaratıcılığı desteklemek için hangi düşüncenin veya çözümün olgunlaşması gerektiği sonucuna varacak bir filtreleme görevini üstlenin. Sonrasında fikrin proje olarak hayata geçmesi için koalisyonları kurun. Bu yaratıcılık sürecine diger çalışanların da adaptasyonunu içeren tüm uygulamaları ekleyin.
Başarısızlığın gerekliliğini anlayın
İnovasyonun bir uygulama olduğunu unutmayın. İnovasyon birçok yanlış yapmayı ve bu yanlışlardan ders çıkartmayı gerektirir. İnovatifleri diğer insanlardan ayıran belki de en önemli özellikleri yaşadıkları başarısızlığın bir sonraki başarılarının öncüsü olduğuna dair derin inançları. olduğunu unutmayın. Thomas Edison’un başarısız olduğu bir sürü ardışık deneyden sonra söylediği gibi: “Başarısız olmadım. Sadece işe yaramayan 10.000 adet yöntem keşfettim.”
Beyin fırtınası seansları düzenleyin
Belirli periyodlarda düzenleyeceğiniz beyin fırtınalarında ortaya atılan fikirler kurumunuza yeni ürün, marka, uzun vadeli strateji, süreç yönetimi gibi konularda çok önemli katkılar sağlar. Dünyanın ilk laptop’ını, Apple’ın ilk mouse’unu, Polaroid I-Zone fotoğraf makinesini ve Palm V’yi yaratan dünyanın en ünlü tasarım şirketi Ideo’nun Genel Müdürü Tom Kelley, beyin fırtınalarının amaç ve kapsamını şu sözlerle anlatıyor:
“Temel ilke, yaratıcılık kuyusunun kapağını açmak ve ekip çalışmasıyla gerekli özgürlük ortamının oluşturulmasını sağlamak olmalı.”