Demir Yumruk; Çin

1,339,724,852 insan ve insan … Bu insanlar ne yer, içer,neyi talep eder,hangi markalara hayranlar, Batı Dünyasına nasıl bakıyorlar, iş yapışları bizlere göre son derece karmaşıkken, kulaklarını arkadan tutarken, nasıl böyle dev bir demir yumruk ile ihracat şampiyonu oluyorlar.

Yaşam Hit: 947 / Yorum: 0 / 29 Aralık 2012 23:48
Demir Yumruk; Çin
-A +A

Büyüme gösteren bir ekonomileri, lüks tüketimdeki talepleri, küresel pazardaki rekabetçi ürün grupları hemen hemen her ürün grubunda “Made in PRC" yazıları ile ne kadar kalitesine hayran değilsek de, bunun bir başarı olduğunu söylemek doğru olacaktır.

Çin gezilerini ve ülkedeki hızlı gelişim yapısını size Olimpiyatlar ve öncesi olarak uzunca yazmak isterdim. Ancak bu, sayfalar süreceğinden kısaca geçmek istiyorum. Çin’e ilk gittiğimde havalanında açık bir kafe bulamazdınız. Bunu, Olimpiyatlar öncesine alalım. Sonrasında ise, şimdi çoğu kafeler açık olduğu gibi , konforlu spa merkezleri bile mevcut. Ülke çok hızlı gelişiyor. Bir ay aralıkla bile herhangi bir şehrini ziyaret etseniz, bunu ufak gözlemler ile algılayabilirsiniz.

Böylesine yoğun bir nüfusta, taktir edebileceğiniz gibi pazarda alternatif ürünleri sergilenmesi, pazara girmeye çalışmak bana göre en akıllı adımlardan biridir. Çin pazarını insanlar, sadece ihracatcı bir ülke olarak görüyor. Halbuki ülkenin yabancı ürünlere karşı tüketim talebi gün geçtikçe büyüyor. Batı’ya karşı, genç nüfusun ve paralı kesimin tutkusu var. Batı ürünlerini tüketmeyi seviyorlar. Bugün Shangai’da Avrupa menşeli her türlü ürünü bulabilirsiniz. Diğer büyük şehirlerinde de, gün geçtikçe talep artacaktır.

Bizler kendimizden ders çıkaralım. Bundan yirmi yıl önce Anadolu’nun ufak bir köyünde Coca Cola markalı buzdolabından soğuk içecek alamazdık. Şimdi her benzin istasyonunda ve Türkiye’nın en ücra köşesinde bile ürünü alabiliyoruz.

Çin bildiğiniz gibi Amerika'dan sonra en güçlü ekonomiye sahip olan bir ülke. Ülkede ihracat rakamları US$1.581 trilyon (2010) ve en önemlisi ithalat oranı ise US$1.327 trilyon (2010). Ülkemiz ile karşılaştırıldığında bizlerden yüz kat daha büyük bir ticaret hacmi ile ülkelerini yönlendiriyorlar.

Bundan birkaç yıl önce, Çin gezilerim sırasında Çin’li bir firma ambalajlı ,vokumlu çekirdek talep etmişti. Evet çekirdek. Türkler gibi insanlar oturup, orada burada çekirdek tüketiyorlar.

Çalışanlar biz Türklerden daha iyi İngilizce konuşuyor. Çoğu satıştan sorumlu kişi, pazarlama ya da uluslararası işletme mezunudur. Not tutuyorlar. Toplantıyı raporlayabiliyorlar. Bizim gibi pratik zekalı değiller ama işlerini önemseyip, ülke ekonomisi için milli bir istikrar ile ürünü size pazarlıyorlar. Talep edilen ürün ile ilgili doğru adreste iseniz, iş birliği kolay sağlanabiliyor. Tabi unutmamak lazım, Çin ile iş yapabilmek, her ihracattan sorumlu kişinin yapabileceği bir şey değil. Türkçe, Çince bilmek de yeterli değil. Bunu her zaman savundum, satışçı, satış için dünyaya gelen kişi olmalıdır. Sonradan öğrenilen bir şey değildir.

Şimdi ülkemizde, bir çok firma, satış departmanlarını, mühendisler ve o ülkelerin lisanlarına göre elemanlar ile şekillendiriyorlar. Ama bakıyorsunuz, bunca elemana göre, ihracat rakamları listelendiğinde, küresel pazarda ürün gruplarımız ile neredeyiz? Çözüm satış ve uluslarası tecrübesi olan kişilere, işlerini yapabilecek fırsatların verilmesidir. Bir makine mühendisi X bir ürün gurubunun satış şekilleri ve dağıtımı konusunda eğitim almamıştır. Bu güzel eleman kitlesini yöneten kişileri incelediğimizde, ya firmanın patronu oluyor ya da yine uluslarası ticaret ile ilgili uzunca bir iş tecrübesine sahip olmayan kişiler oluyor.

Ülke kültürünü, hangi şehrin hangi iş grubuna göre yatırımları yaptığını iyi incelemek gerekir. Güncel pazar taleplerini okuyup, araştırmak gerekir. Tabi ki, Türkiye’de Çin ile iş yapan, orada mağazalar açan firmalarımız var. Onları buradan tebrik ediyorum. Çünkü onlar, gelecek 20 yıl ekonomik bunalımdan hiç etkilenmeyecekler.

Mesele bir ürünü gümüş tepside ikili ilişkiler ile sunabilmekten çok, bana göre “Made In Turkey” imajını pazarlayabilmektir. Ben en iyisiyim, en güzelini, en ucuzunu üretirim diyerek yola çıkmak yerine, pazara gidin, araştırın, aylar geçirin, masraftan kaçınmayın, yerel reklamlar verin, inceleyin, bilgi paylaşın. Sonrasında bir bakmışsınız ürünleriniz 1,339,724,852 insan için görücüye çıkmış.

Doğru insan seçimi ile doğru stratejiler kurunuz. Küçük düşünmeyiniz. X rakip firmanın elemanını kendi bünyenize getirmek için uğraş harcamayınız. Satış konusunda başarılı başka bir kişiye şans verin. Her deneyim, bir başka deneyimi ilerletir bunu unutmayınız.

Çin ile ilgili konsolosluktan bilgi edinebilirsiniz. http://www.cinkonsoloslugu.com/istanbul/ .

Ülkeye maalesef halen vize alıyoruz. Umarım yakın zamanda bu vize kalkar ve rahat rahat vizeyi düşünmeden gider geliriz. Milli fuarlar düzenleyen firmaların birikimlerine pek fazla güvenmeyiniz. Çünkü defalarca şahit oldum, ne otel, ne de tur konusunda bu işi profesyonelce yapıyorlar. En büyük tavsiyem konsolosluktur.

Facebook'ta paylaş butonu
Print
Yorum Yap
Yorumunuz
1000

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Facebook Yorumları